Seninki çok garip bir hikaye.
- Yours is a very strange story.
Kimin evi seninkinin karşısında?
- Whose house is opposite to yours?
Kendini benim yerime koy.
- Put yourself in my position.
Benim köpeğim neredeyse boyunuzun yarısı kadar.
- My dog is almost half the size of yours.
Defter senin değil, onundur.
- The notebook is not yours. It's his.
O, senin bir arkadaşın mı?
- Is he a friend of yours?
Sizinkinin şeklinde bir ceket istiyorum.
- I want a jacket shaped like yours.
O bakımdan benim görüşüm sizinkinden farklıdır.
- In that respect, my opinion differs from yours.
Sizinki gibi öyle iyi bir kamera alamam.
- I can't afford such a good camera as yours.
Kaoru, şimdiye kadar en iyi tepki sizinki - büyük ödülü kazanırsınız.
- Kaoru, yours is the best reaction so far - you win the grand prize.
Bir kaleme ihtiyacım var. Sizinkilerden birini kullanabilir miyim?
- I need a pencil. Can I use one of yours?
Sanırım bunlar sizinkiler.
- I think these are yours.
Bunlar benim çoraplarım mı yoksa seninkiler mi?
- Are these my socks or yours?
Benim zevklerim seninkilerden oldukça farklı.
- My tastes differ greatly from yours.
My tastes differ greatly from yours.
- Mein Geschmack unterscheidet sich stark von deinem.
My opinion is contrary to yours.
- Meine Meinung ist das Gegenteil von deiner.
It’s all yours.
Yours sincerely, Yours faithfully, Yours, Sincerely yours.