Turkish - English
Definition of düzeysiz in Turkish English dictionary
- unequal
- gutter
- low-quality, ordinary, commonplace
- ordinary
- düzey
- level
I agree on an emotional level, but on the pragmatic level I disagree.
-Duygusal bir düzeyde katılıyorum ama pragmatik düzeyde katılmıyorum.
Corporate bankruptcies continued at a high level last month.
-Şirket iflasları geçen ay yüksek bir düzeyde devam etti.
- düzeysiz gazeteler
- gutter press
- düzey
- table
- düzey
- (Politika, Siyaset) footing
- düzey
- absolute
- düzey
- elevation
- düzey
- (Bilgisayar) reset to
- düzey
- (Bilgisayar) matrix
- düzey
- degree
- düzey
- pitch
- düzey
- plane
- düzey
- level (of something)
- düzey
- level seviye
- düzey
- grade
- düzey
- contour line
- düzey
- surface
Cars with AWD stand out on slippery and wet surfaces.
-Dört çekerli arabalar kaygan ve ıslak düzeylerde direnebilir.
Related Terms
Turkish - Turkish
Definition of düzeysiz in Turkish Turkish dictionary
- Belli bir düzeyi olmayan, seviyesiz (kimse)
- Düzey
- seviye
- düzey
- Bir nesnenin veya kimsenin başka nesnelere veya kimselere göre olan değer ve yücelik derecesi, seviye
- düzey
- Bir yüzeyin veya bir noktanın nispi yüksekliği ve o yükseklikten geçtiği var sayılan düzlem, seviye