The piece was arranged for piano and orchestra.
 - Parça, piyano ve orkestra için düzenlendi.
Rocks are beautifully arranged in the Japanese-style garden.
 - Kayalar Japon tarzı bahçede güzel biçimde düzenlendi.
He put his room in order.
 - O, odasını düzenledi.
She put her room in order.
 - O, odasını düzenledi.
How often do you edit your profile?
 - Ne sıklıkta profil düzenlersin?
He has some knowledge of editing.
 - Düzenleme ile ilgili biraz bilgisi var.
I am not going out because I have to tidy my room.
 - Odamı düzenlemek zorunda olduğum için dışarı çıkmayacağım.
The two stamp collectors arranged a trade.
 - İki pul koleksiyoncusu bir takas düzenledi.
Tom hangs his clothes, then arranges them by color.
 - Tom elbiselerini asar, sonra onları rengine göre düzenler.
Hong Kong is the least regulated economy in Asia.
 - Hong Kong Asya'daki en az düzenlenmiş ekonomidir.
Rice prices are regulated by the government.
 - Pirinç fiyatları hükümet tarafından düzenlenir.
The President needs to sign a law regulating public spending.
 - Başkanın kamu harcamalarını düzenleyen bir yasayı imzalanması gerekiyor.
Who organized that meeting?
 - O toplantıyı kim düzenledi?
He organized a summer rock festival.
 - O, bir yaz rock festivali düzenledi.
He organized a summer rock festival.
 - O, bir yaz rock festivali düzenledi.
Tom asked Mary to help him organize the party.
 - Tom Mary'den ona partiyi düzenlemesi için yardım etmesini rica etti.
She spends more time organizing than I.
 - O, düzenlemede benden daha fazla zaman harcar.
Tom scheduled a last-minute meeting.
 - Tom bir son dakika toplantısı düzenledi.
I have to organize my schedule before the end of the month.
 - Ayın sonundan önce programımı düzenlemek zorundayım.
They arranged a meeting.
 - Onlar bir toplantı düzenlediler.
The two stamp collectors arranged a trade.
 - İki pul koleksiyoncusu bir takas düzenledi.