Turkish - English
Definition of dümdüz in Turkish English dictionary
- straight
Keep walking straight ahead.
-Dümdüz yürümeye devam edin.
Go straight ahead and you will see the bank.
-Dümdüz git ve bankayı göreceksin.
- very straight, very smooth, plane; straight ahead
- plane
- straight ahead
Please go straight ahead.
-Lütfen dümdüz ilerleyin.
Go straight ahead and you will see the bank.
-Dümdüz git ve bankayı göreceksin.
- satin
- quite smooth
- absolutely straight
- perfectly smooth, perfectly level, completely flat
- plain, simple (person)
- firmly
- flattened out
- as the crow flies
- dümdüz etmek
- flatten
- dümdüz etmek
- bash in
- dümdüz gitmek
- follow one's nose
- ana avrat dümdüz gitmek
- slang to swear a blue streak
- bacaklarını dümdüz açarak eğilme hareketi
- splits
- bacaklarını dümdüz açarak eğilmek
- do the splits
- tahta gibi dümdüz
- (deyim) as flat as a board
Related Terms
Turkish - Turkish
Definition of dümdüz in Turkish Turkish dictionary
- Kendi hâlinde, uysal (kimse), basit
- Çok düz
- Bilgisi, görgüsü çok dar bir sınır içinde kalan (kimse)
- Çok düz: "Mühendislerin keşfine göre, taş ocağı olarak işletilirse yirmi senede dümdüz olabilirmiş."- Y. K. Beyatlı
- Sade, basit: "Yirmi iki senelik dümdüz bir hayat."- A. Gündüz
English - Turkish
Definition of dümdüz in English Turkish dictionary
- plain, simple (person)
- perfectly smooth, perfectly level, completely flat
- straight ahead
dümdüz
Hyphenation
düm·düzPronunciation
Resimler
History
Favorites