Turkish - English
Definition of dökümlü in Turkish English dictionary
- (giysi) loose, nicely hanging
- nicely hanging (cloth, clothing); well-fitting (clothing)
- flowing
- voluminous
- döküm
- cast
The casting came cleanly out of its mold.
-Döküm kalıbından temiz geldi.
The aluminum castings must be brushed again.
-Alüminyum dökümler tekrar fırçalanmalıdır.
- döküm
- {i} moulding
- döküm
- casting
The casting of the statue was delayed.
-Heykelin dökümü ertelendi.
The casting came cleanly out of its mold.
-Döküm kalıbından temiz geldi.
- dökümlü (giysi)
- loose
- dökümlü olmak
- drape
- döküm
- pouring
- döküm
- {i} fall
- döküm
- lost wax process
- döküm
- piling
- döküm
- (Bilgisayar) list
- döküm
- hang
- döküm
- found
This type foundry has not existed for almost fifteen years.
-Bu tip dökümhane neredeyse on beş yıldır var olmadı.
He works in a foundry.
-O bir dökümhanede çalışıyor.
- döküm
- founding
- döküm
- (Bilgisayar) dump
- döküm
- diecast
- döküm
- die-cast
- döküm
- slip casting
- döküm
- casted
- döküm
- cast of
- döküm
- die casting
- döküm
- enumeration
- döküm
- casting, shaping in a mold
- döküm
- casting, moulding; fall; inventory
- döküm
- smelting
- döküm
- breakdown
- döküm
- molding
- döküm
- cin. breakdown of scenes into their shooting order
- döküm
- molting; shedding
- döküm
- pourable
- döküm
- (Matematik) addition
Related Terms
Turkish - Turkish
Definition of dökümlü in Turkish Turkish dictionary
- Niteliğinden ötürü kolayca istenilen biçim verilebilen (kumaş)
- dökük
- döküm
- Bir şeyi ayrıntılı olarak ortaya koyma
- döküm
- Dökülme zamanı
- döküm
- Kalıba dökme işi ve bunun yapılış yöntemi
- döküm
- Kalıba dökme yoluyla yapılmış (nesne)
- döküm
- Kumaşın dökümlü olma niteliği