Tom'un canı yemek pişirmek istemiyor.
- Tom doesn't feel like cooking.
Çoğu kişi yağla yemek pişirmek yerine tereyağıyla yemek pişirmeyi tercih eder.
- Many people prefer to cook with butter instead of oil.
Tuz, yemek pişirmek için gereklidir.
- Salt is necessary for cooking.
Tom'un canı yemek pişirmek istemiyor.
- Tom doesn't feel like cooking.
Aşçılığını özleyeceğim.
- I'll miss your cooking.
Benim aşçılığım anneninkinin yerini tutamaz.
- My cooking cannot hold a candle to Mother's.
O, yemek yapmak zorunda olduğu için her sabah erken kalkar.
- Every morning she gets up early because she has to cook.
Ben yemek yapmakta başarısız oluyorum.
- I am failing at cooking.
Yemek hazırlamakla meşguldüm.
- I was busy cooking dinner.
Akşam yemeği hazırlamakla meşgulüm.
- I'm busy cooking dinner.
Tom'un yapmak için en sevdiği şey yemek pişirmeydi.
- Tom's favorite thing to do was cooking.
Hadi bu gece akşam yemeğini dışarda yiyelim, yemek yapmak için çok yorgunum.
- Let's dine out tonight. I'm too tired to cook.
Annem, akşam yemeğini pişirmekle meşgul.
- My mother is busy cooking dinner.
Annem, akşam yemeğini pişirmekle meşgul.
- Mother is busy cooking the dinner.
Look at that poor dog shut up in that car on a day like today - it must be cooking in there.
... - HEY, GABE! - YOUR COOKING STINKS! AND YOU'RE STUPID! ...
... - NO PROBLEM. - ...CAN'T MAKE FUN OF MY COOKING... ...