Yeni yasa büyük bir reformdu.
 - The new law was a major reform.
Evimin büyük onarımlara ihtiyacı var.
 - My house needs major repairs.
Tom Fransızcayı ana branş olarak seçmeye karar verdi.
 - Tom decided to major in French.
Tom üniversitede edebiyatı asıl branş olarak aldı.
 - Tom majored in literature at the university.
Tom bir müzik majörü değil.
 - Tom isn't a music major.
Binbaşı Anderson savaşı durdurmaya hazırdı.
 - Major Anderson was ready to stop fighting.
Binbaşı yüzbaşının üstündedir.
 - A major is above a captain.
Kate'e bir filmde önemli bir rol oynama fırsatı verildi.
 - Kate has been given an opportunity to play a major role in a movie.
O, gelirinin önemli bir bölümünü gıdaya harcıyor.
 - She spends a major part of her income on food.