conceiving in the mind, deliberating

listen to the pronunciation of conceiving in the mind, deliberating
English - Turkish

Definition of conceiving in the mind, deliberating in English Turkish dictionary

thinking
düşünme

Sana sık sık sigara içme,o şekilde sigara içme deniliyorsa, düşünmeye başla, belki sigara içmek toplum ahlakına ya da bir şeye yönelik tehdittir. - When you are constantly told no smoking, no smoking like that, you start thinking, maybe smoking really is a threat to public morals or something.

Üç gün boyunca bir şey yememişti, adamın gıda dışında herhangi bir şey hakkında düşünme sorunu vardı. - The man, who had not eaten for three days, had trouble thinking about anything except food.

thinking
{s} düşünen

Karışık akıl, bir şeyi aşırı düşünen, bir yerde pıhtılaşan akıldır. - The confused mind is the mind that, thinking something over, congeals in one place.

Sadece zayıf olduğumu düşünen insanlara sahip olmak istemiyorum. - I just don't want to have people thinking I'm weak.

thinking
düşünüş
thinking
görüş

Ben küçük esprileri seviyorum ve senin şeyler üzerinde düşünceni ve görüşlerini oldukça kıskanıyorum. - I love our little jokes and I'm quite jealous of your thinking and views on things.

thinking
düşünceli
thinking
düşünerek

Tom Mary'yi düşünerek oldukça çok fazla zaman harcıyor. - Tom spends way too much time thinking about Mary.

O bütün zamanını erkek çocuklarını düşünerek geçirir. - She spends all her time thinking about boys.

thinking
{f} düşün

Herkes dinledi ve çok mutluydu, düğünün özgün ve anlamlı olduğunu düşündüler. - Everyone listened and was very happy, thinking this wedding was both original and meaningful.

Karışık akıl, bir şeyi aşırı düşünen, bir yerde pıhtılaşan akıldır. - The confused mind is the mind that, thinking something over, congeals in one place.

thinking
{i} tasavvur
thinking
{i} düşünce

Kitabı konu üzerindeki bütün düşüncelerini barındırıyor. - His book incorporates all his thinking on the subject.

Onu benim düşünce tarzıma ikna edebildim. - I managed to bring him around to my way of thinking.

thinking
think düşün
thinking
{i} fikir

Ben iki haftadır yeni projemiz hakkında düşünüyorum. Fakat iyi bir fikir sunamadım. - I had been thinking about our new project for two weeks, but I couldn't come up with a good idea.

Bu fikirler düşünme tarzımıza yabancı. - Those ideas are alien to our way of thinking.

English - English
{s} thinking