Select Keyboard:
Türkçe ▾
  1. Türkçe
  2. English
  3. العربية
  4. Dansk
  5. Deutsch
  6. Ελληνικά
  7. Español
  8. فارسی
  9. Français
  10. Italiano
  11. Kurdî
  12. Nederlands
  13. Polski
  14. Português Brasileiro
  15. Português
  16. Русский
  17. Suomi
  18. Svenska
  19. 中文注音符号
  20. 中文仓颉输入法
X
"1234567890*-Bksp
Tabqwertyuıopğü,
CapsasdfghjklşiEnter
Shift<zxcvbnmöç.Shift
AltGr

compassion, sympathy, concern, mercy

listen to the pronunciation of compassion, sympathy, concern, mercy
English - Turkish

Definition of compassion, sympathy, concern, mercy in English Turkish dictionary

pity
{i} merhamet

Ben çocuk için merhamet hissettim. - I felt pity for the boy.

Tom Mary'nin merhametini istemez. - Tom doesn't want Mary's pity.

pity
acımak
pity
merhamet etmek
pity
yazığı gelmek
pity
{i} yazık

Ne yazık ki gelemezsin. - It's a pity you can't come.

Çok yazık, şarkıcı çok genç yaşta öldü. - It is a pity that the singer died so young.

pity
{i} acınacak şey
pity
{i} acıma

Katlandıkları şey için sadece acıma hissedebilirim. - I could only feel pity for what they were enduring.

Tom'un yüzü acıma doluydu. - Tom's face was full of pity.

English - English
{n} pity