company; herd; breed

listen to the pronunciation of company; herd; breed
English - Turkish

Definition of company; herd; breed in English Turkish dictionary

race
yarışmak

Cidden benimle yarışmak istiyor musun? - Do you seriously want to race me?

race
yarış

Sadece dört at yarışta yarıştı. - Only four horses competed in the race.

Amerika Birleşik Devletleri, aya yarışı kazandı. - The United States had won the race to the moon.

race
ırk

Atom bombaları insan ırkı için bir tehlikedir. - Atomic bombs are a danger to the human race.

Irkın ya da yaşın ya da dinin umurumda değil. - I don't care about your race or age or religion.

race
{i} familya
race
(aracı) hızlı sürmek
race
kök

İşverenler ırkları, dinleri, etnik kökenleri, deri renkleri, cinsiyetleri, yaşları, medeni durumları, engellilikleri ya da cinsel yönelimleri nedeniyle işçileri işe almayı reddemezler. - Employers cannot refuse to hire workers because of their race, religion, ethnic origin, skin colour, sex, age, marital status, disability or sexual orientation.

race
kavim
race
{i} at yarışı

Tom at yarışında asla yenilmemekle övünüyor. - Tom boasts of never having been defeated in a horse race.

O dürbünüyle at yarışı izledi. - He watched the horse race with his binoculars.

race
çok hızlı götürmek
race
{i} yuva (makine)
race
{i} mücâdele

O, kayak yarışlarında mücadele ediyor. - He competes in ski races.

race
hareket eden bir makina parçası yatağı
race
fazla hızlı işlemek ma-
race
{f} yarıştırmak
race
yuva
race
{i} sınıf
race
{f} (atı) dörtnala koşturmak; (aracı) hızlı sürmek. 4
race
{i} döl, nesil
English - English
race
company; herd; breed
Favorites