Ben sünnetli değilim.
- I am not circumcised.
Erkek arkadaşım sünnetli değildir.
- My boyfriend is not circumcised.
O grupla bağlantıları kesmelisin.
- You should cut off your connections with that group.
Makas bir şey kesmez.
- The scissors won't cut anything.
Çocukları nasıl sünnet edeceğini bilir.
- He knows how to circumcise children.
Ben sünnetli değilim.
- I am not circumcised.
En son ne zaman küçük bir çocuğu sünnet ettin?
- When was the last time you circumcised a little boy?
Onları nerede sünnet ettin?
- Where did you circumcise them?
Tom kız kardeşine bir parça kek kesti.
- Tom cut his sister a piece of cake.
Bir pastayı eşit parçalara ayırma oldukça zordur.
- Cutting a cake into equal pieces is rather difficult.
Sigaraları azaltmak yerine neden sadece onları bırakmıyorsun?
- Instead of cutting down on cigarettes, why don't you just give them up?
Birlik üyeleri, hafta sonu ceza oranlarını azaltmak için tekliflere sövüp saydılar.
- Union members railed against proposals to cut weekend penalty rates.
Elektrik kesintileri bilgisayara zarar verdi.
- The power cuts damaged the computer.
Bankerin maaş kesintisi geçiciydi, kalıcı değil.
- The banker's pay cut was temporary, not permanent.
Tom havuçları dilimlerken kazara elini kesti.
- Tom accidentally cut his hand when he was slicing carrots.
Lütfen pizzayì üç dilim şeklinde kes.
- Please cut the pizza into three slices.