The food on this cruise made me severely constipated.
 - Bu gemi yolculuğundaki yiyecek beni ciddi bir şekilde kabız etti.
The storm severely damaged the crops.
 - Fırtına ürünlere ciddi bir şekilde zarar verdi.
Take things a little more seriously.
 - Eşyaları biraz daha ciddi bir şekilde al.
You should study seriously if you want to pass the exam.
 - Sınavı geçmek istiyorsanız, ciddi bir şekilde çalışmalısınız.