Keskin olarak soğuktu.
 - It was bitterly cold.
Bazı sert kışlar yaşadık.
 - We've had some bitter winters.
Ona karşı niçin öyle sertsin?
 - Why are you so bitter against her?
Kötü bir öksürüğüm vardı, bu yüzden acı reçete aldım.
 - I had a bad cough, so I took the bitter medicine.
Onlar şiddetli düşmanlar.
 - They are bitter enemies.
Hepimiz şiddetli soğuktan titriyorduk.
 - We were all shaking from the bitter cold.