Tom küçük bir sersemlik hissetti.
 - Tom felt a little dizzy.
Tom'un birçok baş döndürücü büyüleri vardır.
 - Tom has a lot of dizzy spells.
Tom gökyüzünün baş döndürücü yüksekliğinden şehre baktı.
 - Tom looked down upon the city from the dizzying height of the skyscraper.
Sersemlemiş hissetmeye başlıyorum.
 - I'm starting to feel dizzy.
Çok sersemlemiş hissetmeye başlıyorum.
 - I'm starting to feel very dizzy.
Ben şu an biraz şaşkınım.
 - I'm just a little dizzy.
Ben hala biraz şaşkınım.
 - I'm still a little dizzy.