Lütfen yakalanan kuşları serbest bırakın.
- Please free the captured birds.
Yakalanan malzemeleri yaktılar.
- They burned the captured supplies.
Fare çok yükseğe sıçrasa da, kedi tarafından yakalanır.
- If jumps too high the rat - it's captured by the cat.
O, David'in yakalanması gerektiğini söyledi.
- He said Davis must be captured.
O pazarı ele geçirmek istiyoruz.
- We want to capture that market.
O pazarı ele geçirmek istiyoruz.
- We want to capture that market.
Sen hiçbir şey ele geçirmedin.
- You captured nothing.
Dürüst olmak gerekirse, biz seni yakalamak için geldik.
- To be honest, we came to capture you.
Onlar mümkün olduğu kadar çok sayıda insan yakalardı.
- They would capture as many people as possible.
Fadıl yakalanmaktan kaçmak istedi.
- Fadil wanted to escape capture.
O, David'in yakalanması gerektiğini söyledi.
- He said Davis must be captured.
O pazarı ele geçirmek istiyoruz.
- We want to capture that market.
Tom seri katili yakalamak için polis tarafından düzenlenen bir entrikaya katıldı.
- Tom took part in a scheme set by the police to capture the serial murderer.
Dürüst olmak gerekirse, biz seni yakalamak için geldik.
- To be honest, we came to capture you.
Tom düşman tarafından esir alındığını iddia etti.
- Tom claimed he had been captured by the enemy.
Beş yüz İngiliz askeri esir edildi.
- Five hundred British soldiers had been captured.
He captured his opponent’s queen on the 15th move.
... have captured that's really profoundly shaped ...
... sometimes possess local situational awareness that can't be captured in nested "if-then" ...