Tom sahilde kamp yapmayı sever.
- Tom likes camping on the beach.
Babam kamp yapmaya gitmemizi önerdi.
- My father suggested that we should go camping.
Tom sahilde kamp yapmayı sever.
- Tom likes camping on the beach.
Büyük olasılıkla benimle birlikte kamp yapmaya gitmek istemezsin. Yanılıyorsun. Aslında, onu çok fazla sevdiğimi düşünüyorum.
- You probably wouldn't like going camping with me. You're wrong. In fact, I think I'd like that very much.
Babam bizim kampa gitmemizi önerdi.
- My father suggested that we go camping.
Geçen yaz kampa gittim.
- I went camping last summer.
Su olmayan bir yerde kamp yapmak imkansızdır.
- Camping is impossible where there is no water.
Nehrin yakınında kamp yapmak iyi bir fikir değildir.
- Camping so near the river isn't a good idea.
Burası kamp kurmak için iyi bir yerdir.
- This is a good place to camp.
Bu, kamp kurmak için iyi bir yere benziyor.
- This looks like a good spot to set up camp.
Ben ailemle birlikte kampa gittim.
- I went camping with my family.
Beni ilkel bir ormanda yalnız bırakarak kampa geri döndün.
- You went back to the camp leaving me alone in the primeval forest.
Tom sahilde kamp yapmayı sever.
- Tom likes camping on the beach.
Tom bir sonraki tatilini yürüyüş ve kamp yaparak geçirmek istediğini söyledi.
- Tom said he'd like to spend his next holiday hiking and camping.
Ben terk edilmiş bir köyün kalıntıları yanında kamp kurdum.
- I camped near the ruins of an abandoned village.
Bu, kamp kurmak için iyi bir yere benziyor.
- This looks like a good spot to set up camp.
Konaklamak için yeterli yerleri yok.
- They don't have enough room to camp.
Don't camp up your performance of Malvolio in Twelfth Night this time.
We're planning to camp in the field until Sunday.
Go and camp the flag for the win.