bunamak

listen to the pronunciation of bunamak
Turkish - English
become senile
dote
exhibit mental decline due to old age
to become senile, to dote
dote; become a cabbage
to become senile, reach one's dotage
dote on
become a cabbage
be in one's dotage
fog
(Fiili Deyim ) grow childish
bunama
(Tıp) senility
buna
buna
bunama
dotage
buna
to this

I'm not used to this. - Buna alışkın değilim.

I think I could get used to this. - Buna alışabildiğimi düşünüyorum.

bunama
dotage, second childhood
bunama
second childhood
English - English

Definition of bunamak in English English dictionary

buna
{i} synthetic rubber made from the polymerization of butadiene and sodium
Turkish - Turkish
Frengi, alkolizm gibi dış sebeplerden veya yaşlılık, damar tıkanması gibi iç sebeplerle zihinsel bağıntı kopmak, ateh getirmek
Frengi, alkolizm gibi dış sebeplerden veya yaşlılık, damar tıkanması gibi iç sebeplerle zihnî bağıntı kopmak, ateh getirmek
BUNAMA
(Hukuk) Bir çeşit akıl zayıflığı
buna
Bu zamirinin yönelme durum eki almış biçimi
bunama
Frengi, alkolizm gibi dış sebeplerden veya yaşlılık, damar tıkanması gibi iç sebeplerden ileri gelen, zihnî bağıntının kopması, ateh
English - Turkish

Definition of bunamak in English Turkish dictionary

buna
(Otomotiv) suni kauçuk
buna
buna
buna
bir seşit sentetik lastik
bunamak
Favorites