Turkish - English
Definition of buçukluk in Turkish English dictionary
- half of
- buçuk
- half
It took me an hour and a half to get there by car.
-Araba ile oraya ulaşmak benim bir buçuk saatimi aldı.
Tom came to Japan eight and a half years ago with his parents.
-Tom sekiz buçuk yıl önce ailesiyle birlikte Japonya'ya geldi.
- buçuk
- and a half
It took me an hour and a half to get there by car.
-Araba ile oraya ulaşmak benim bir buçuk saatimi aldı.
Only after a century and a half of confusion was the royal authority restored.
-Bir buçuk asırlık bir karmaşadan sonra kraliyet otoritesi yeniden kuruldu.
- iki buçukluk
- (a) two-and-a-half lira coin
Related Terms
Turkish - Turkish
Definition of buçukluk in Turkish Turkish dictionary
- buçuk
- ve yarım
- buçuk
- ve yarım: "Üç buçuk senedir ben bu sallantıya şahit oldum."- P. Safa
- iki buçukluk
- Kadınların süs için takındıkları, iki buçuk altın lira değerinde olan altın
- iki buçukluk
- Çeyrek lira değerinde para
- iki buçukluk
- Maçlarda oyun sahasının dışına çıkan topları getiren kimse, top toplayıcı