briefcase

listen to the pronunciation of briefcase
English - Turkish
{i} evrak çantası

Tom evrak çantasıyla birlikte evden ayrıldı. - Tom left the house with his briefcase.

Tom evrak çantasını açtı. - Tom unlocked his briefcase.

evrak çanta

Vestiyerde evrak çantamı ve şemsiyemi kontrol ettim. - I checked my briefcase and umbrella in the cloakroom.

Onun evrak çantası suyla doluydu. - His briefcase was filled with water.

çanta, özel bir klasör aynı dosya uygulamalarını kolaylaştırma da kullanılır
{i} çanta

Evrak çantam kağıtlarla doludur. - My briefcase is full of papers.

Çantamı otobüste bıraktım. - I left my briefcase on the bus.

evrak cantası
briefcase computer
dizüstü bilgisayar
briefcase database
(Bilgisayar) evrak çantası veritabanı
briefcase setup
(Bilgisayar) evrak çantası kur
briefcase tasks
(Bilgisayar) evrak çantası görevleri
secure the briefcase
evrak çantasını emniyete almak
windows briefcase
(Bilgisayar) windows evrak çantası