Pinokyo, tek başına olmasına rağmen, kendini cesurca korudu.
- Pinocchio, although alone, defended himself bravely.
O, ağrıya cesurca katlandı.
- She bore the pain bravely.
Birlik, düşmanın saldırılarına karşı cesurca direndi.
- The force held out bravely against their enemy's attacks.
Çocuk olduğu için, o cesurdu.
- Child as he was, he was brave.
Tom cesur ve yiğittir.
- Tom is brave and courageous.
Kahramanlık büyük bir erdemdir.
- Bravery is a great virtue.
Eski insanlar kahramanlık hikayelerini anlatmaktan hoşlanmışlar.
- Ancient people liked to tell stories of bravery.
After braving tricks on the high-dive, he braved a jump off the first diving platform.