İlaç, kahverengi bir sıvıydı.
- Die Medizin war eine braune Flüssigkeit.
Onlar kaba kahverengi deriden yapılmış.
- Sie waren aus grobem braunem Leder hergestellt.
Kahverengi saçın çok güzel olduğunu düşünüyor musun?
- Do you think that brown hair is very beautiful?
Şu masanın altında küçük kahverengi bir köpek var.
- There is a small brown dog under that table.
Sonbaharda yapraklar kahverengileşir.
- The leaves turn brown in the autumn.