English - Turkish
Definition of branches that are widely ascending to divergent from the main axis in English Turkish dictionary
- spreading
- yayılma
O, söylentinin yayılmasını engellemeye çalıştı.
-She tried to prevent the rumor from spreading.
Yağmur yangının yayılmasını engelledi.
-The rain kept the fire from spreading.
- spreading
- neşir
- spreading
- {i} yayılan
- spreading
- {f} yay
O bilgiyi muhtemelen kim yayıyor?
-Who is likely to be spreading that information?
Tom Mary hakkında yalanları yaymakla suçluydu.
-Tom was guilty of spreading lies about Mary.
- spreading
- yayarak
- spreading
- (matbaacılık) baskıda iki renk üst üste gelince aradaki renk ayrımını gidermek için bu iki rengi üst üste basma prosedürü için kullanılan terim
- spreading
- (Tıp) Yayma, sürme, kan, salgı v.b. numuneyi lam üzerine ince tabaka halinde yayma
- spreading
- (Tıp) Hastalığın bir kimseden diğerkimselere yayılması
- spreading
- {i} püskürtme
- spreading
- {i} açma
- spreading
- dağıtan
- spreading
- {f} yay: pre
- spreading
- {i} serpme
- spreading
- {i} açılma
- spreading
- (Tıp) Bakteri kültüründe çevreye doğru yayılma görülmesi, bakteri kolonisinin ekim bölgesi dışına taşması
- spreading
- {f} yay: prep.yayarak
- spreading
- (isim) yayma, serpme, açma, açılma, germe
Related Terms
English - English
Definition of branches that are widely ascending to divergent from the main axis in English English dictionary
- spreading
branches that are widely ascending to divergent from the main axis
Hyphenation
branches that are wide·ly as·cend·ing to di·ver·gent from the Main ax·isTurkish pronunciation
bränçız dhıt ır waydli ısendîng tı dayvırcınt fırm dhi meyn äksısPronunciation
/ˈbranʧəz ᴛʜət ər ˈwīdlē əˈsendəɴɢ tə dīˈvərʤənt fərm ᴛʜē ˈmān ˈaksəs/ /ˈbrænʧəz ðət ɜr ˈwaɪdliː əˈsɛndɪŋ tə daɪˈvɜrʤənt fɜrm ðiː ˈmeɪn ˈæksəs/
Resimler
Favorites