boylama

listen to the pronunciation of boylama
Turkish - English
Turkish - Turkish
Entari
Boylamak işi
BOYLAM
(Osmanlı Dönemi) t. Yer yüzünde bir yerin başlangıç dairesine olan uzaklığının açı cinsinden değeri. Bak: Tul
Boylam
tul derecesi
Boylam
tul
Boylam
merdiyen
boylam
Yeryüzündeki herhangi bir noktanın meridyen dairesiyle başlangıç olarak alınan Greenwich gözlem evinin meridyen dairesi arasındaki açı değeri, tul, tul derecesi
boylam
Yeryüzündeki herhangi bir noktanın meridyen dairesiyle başlangıç olarak alınan Greenwich gözlem evinin meridyen dairesi arasındaki açı değeri, tul
boylamak
Düşmek
boylamak
Batmak
boylamak
Destan söylemek, anlatmak
boylamak
Yükselmek, çıkmak
boylamak
İstemeyerek bir yere gitme durumunda kalmak
boylamak
İstemeyerek bir yere gitme durumunda kalmak: "İkiniz de hapsi boylarsınız."- A. İlhan
boylamak
Boy ve hacmine göre ayırmak
boylamak
Yükselmek, çıkmak: "Fakat o dolu dizgin kırkı boylamış bir ateşle par par yanıyordu."- R. N. Güntekin
boylama
Favorites