Hasta olmak çok sıkıcı.
- Being sick is very boring.
Küçük kasabada hayat sıkıcıdır.
- Life in a small town is boring.
Tom can sıkıcıydı, ancak Mary değildi.
- Tom was boring, but Mary wasn't.
Denizde sondaj masrafları artıyor.
- Offshore drilling costs are rising.
Onlar petrol için sondaj yapmaya niyetlendiler.
- They intended to drill for oil.
Tom can sıkıcıydı, ancak Mary değildi.
- Tom was boring, but Mary wasn't.
O bıktırıcı ve sıkıcıydı.
- It was tedious and boring.