Let's draw lots to decide who goes first.
- Kimin birinci olduğuna karar vermek için kura çekelim.
It turned out there was nobody who would be the first to talk about it. What do we do now?
- Onun hakkında konuşmak için birinci olmak isteyen kimse olmadığı ortaya çıktı.Şimdi ne yaparız?
Oh, Tae, this cheese is a winner!
- Oh, Tae, bu peynir bir birincidir!
Last year's Miss Universe winner is very tall.
- Geçen yılın Miss Universe birincisi çok uzun.
Tom moved up to first place.
- Tom birinci sıraya yükseldi.
Joan and Jane are sisters. The former is a pianist.
- Joan ve Jane kız kardeş. Birincisi bir piyanisttir.
The French and the English like drinking, but the latter prefer beer whereas the former go in for red wine.
- Fransızlar ve İngilizler içki içmeyi severler ama birincisi kırmızı şarap için içeriye girerken ikincisi birayı tercih eder.
It was a victory for the whole country when he finished first in the race.
- O, yarışı birinci bitirdiğinde, tüm ülke için bir zaferdi.
Some states select primary candidates by caucus, while others hold an election.
- Diğerleri bir seçim düzenlerken, bazı devletler parti yönetim kurulu tarafından birincil adaylar seçerler.
Who's your primary physician?
- Birincil doktorun kim?