birbirinin

listen to the pronunciation of birbirinin
Turkish - English
tweedledum
{n} a musician in contempt
birbirinin aynı iki şey
Tweedledum and Tweedledee
birbirinin gözünü oymak/çıkarmak
to quarrel bitterly, tear into each other, tear each other to pieces; to fight (physically), lay into each other
birbirinin içine girme
interweaving
birbirinin tamamen zıttı olmak
be poles apart
birbiri
one another

We helped one another. - Birbirimize yardımcı olduk.

It is our duty to help one another. - Birbirimize yardım etmek bizim görevimizdir.

birbiri
each other

My little sister and I used to play tag a lot. We would chase each other, and the one chasing would try to tag the one being chased and yell: You're it! - Küçük kız kardeşim ve ben çok fazla kovalamaca oynardık. Birbirimizi kovalardık ve kovalayan kişi kovalanana dokunmaya çalışır ve ona Sen ebesin! diye seslenirdi.

These two lines cut across each other at right angles. - Bu iki çizgi birbirini dik açıyla kesmektedir.

birbiri
each other, one another
birbiri
{f} interconnected

Tatoeba is really multilingual. All the languages are interconnected. - Tatoeba gerçekten çok dilli. Bütün diller birbirine bağlıdır.

Everything is interconnected. - Her şey birbirine bağlıdır.

Turkish - Turkish

Definition of birbirinin in Turkish Turkish dictionary

BiRBiRi
Biri diğerinin yanı sıra
BiRBiRi
Karşılıklı olarak biri ötekini, öteki de onu: "O zaman on dört paşa, büyük, hudutsuz bir hayret içinde İzzet Paşa'nın, sonra da birbirlerinin yüzüne baktılar."- N. S. Örik
birbiri
Karşılıklı olarak biri ötekini, öteki de onu