Don't you have anything smaller than that?
- Ondan daha küçük herhangi bir şeyin yok mu?
Can you see anything in there?
- Orada herhangi bir şey görebiliyor musun?
I've brought you a little something.
- Sana küçük bir şey getirdim.
Some doctors say something to please their patients.
- Bazı doktorlar hastalarını memnun etmek için bir şeyler söylerler.
That name doesn't ring any bells.
- O isim bir şey hatırlatmıyor.
The name Tom doesn't ring a bell.
- Tom ismi bir şey çağrıştırmıyor.