besides, but, excluding

listen to the pronunciation of besides, but, excluding
English - Turkish

Definition of besides, but, excluding in English Turkish dictionary

apart
ayrı

O, ebeveynlerinden ayrı yaşıyor. - He lives apart from his parents.

Tom ve genç erkek kardeşinin ayrı olduğunu söyleyemem. - I can't tell Tom and his younger brother apart.

apart
birbirinden ayrı: The two
apart
parçalar

Tamir etmek için radyoyu parçalara ayırdım. - I took the radio apart to repair it.

Ne yazık ki bütün şey parçalara ayrıldı. - Unfortunately, the whole thing fell apart.

apart
başka

Ebeveynlerinden başka hiç kimse onu çok iyi tanımıyor. - Apart from his parents, no one knows him very well.

Barak Obama dışında bütün Amerika Birleşik Devletleri başkanları beyazdır. - Apart from Barack Obama, all US presidents were white.

apart
bir yanda
apart
parçalar halinde
apart
uzakta

Birçok kitap için, kapaklar çok uzaktadır. - For many books, the covers are too far apart.

Tom çalıştığı yerden çok uzakta olmayan bir daire bulmalı. - Tom needs to find an apartment not too far from where he works.

apart
uyuşmayan
apart
bölüm bölüm
apart
bağsız
apart
ayrılmış
apart
parça parça

Şeyler parça parça oluyor. - Things are coming apart.

apart
set apart ayırmak
apart
müstakil bir şekilde
apart
drift apart sürüklenmek uzaklaşmak
apart
bağımsız olarak
apart
bir tarafa
apart
tedricen ayrı düşmek
English - English
{e} except
{e} apart
besides, but, excluding
Favorites