O, ailesinden ayrı yaşıyor.
 - He lives apart from his family.
Nasıl çalıştığını anlamak için ayrı şeyler almayı isterim.
 - I like to take things apart to see what makes them tick.
Ne yazık ki bütün şey parçalara ayrıldı.
 - Unfortunately, the whole thing fell apart.
Tamir etmek için radyoyu parçalara ayırdım.
 - I took the radio apart to repair it.
Tom'un dairesinde başka ne buldun?
 - What else did you find in Tom's apartment?
Kız kardeşimden başka, ailem televizyon izlemez.
 - Apart from my sister, my family doesn't watch TV.
Birçok kitap için, kapaklar çok uzaktadır.
 - For many books, the covers are too far apart.
Tom benim yerimden uzakta olmayan bir apartmanda yaşıyor.
 - Tom lives in an apartment not far from my place.
Şeyler parça parça oluyor.
 - Things are coming apart.