beride

listen to the pronunciation of beride
Turkish - English
on this side, nearer
beri
since

It is five years since we moved here. - Buraya taşındığımızdan beri beş yıl geçti.

She has been busy since last week. - O, geçen haftadan beri meşgul.

beri
onwards
beri
from

From the time he was a small boy, Tom knew that he wanted to be a policeman. - Tom, onun çocukluğundan beri, bir polis olmayı istediğini biliyordu.

Tom has been working as a translator ever since he graduated from college. - Tom üniversiteden mezun olduğundan beri bir çevirmen olarak çalışmaktadır.

beri
on
beri
for

Since the mid-20th century, the number of hutongs in Beijing has dropped dramatically as they are demolished to make way for new roads and buildings. - 20. yüzyılın ortalarından beri Pekin'de su kuyusu sayısı önemli ölçüde düşmüş ve yeni yol ve binalar için bir yol yapmak için yıkılmışlardır.

It's been three years since Tom started working for Mary. - Tom Mary ile çalışmaya başladığından beri üç yıl oldu.

beri
the near side
beri
this way
beri
free
beri
ever since

I've known Jim ever since we were children. - Çocukluğumuzdan beri Jim'i tanıyorum.

Tom has been working as a translator ever since he graduated from college. - Tom üniversiteden mezun olduğundan beri bir çevirmen olarak çalışmaktadır.

beri
onward
beri
down

Tom's gone down two pant sizes since he went vegan. - O vegan olduğundan beri Tom iki pantolon ölçüsü düştü.

That politician has come down in the world since the so-called Recruit scandal was publicized. - Sözde acemi skandalı duyulduğundan beri o politikacı dünyada gözden düştü.

beri
the near side; this way; since, ever since; for
beri
here; near, this side (of)
ötede beride
here and there, about
Turkish - Turkish

Definition of beride in Turkish Turkish dictionary

BERÎ
(Osmanlı Dönemi) (Berâet. den) Kurtulmuş. Temiz. Kayıt ve hüküm altında olmayan. Zimmeti bulunmayan adam. Hiçbir karışıklık, kusur ve noksanı olmayan. Hastalıktan sâlim olan. (Bak: Ber
beri
Bu uzaklıkta bulunan
beri
çilek ve kiraz gibi etli ve ince kabuklu meyveler
beri
Bu uzaklıkta bulunan: "Ağaçlardan, karanlığın beri tarafına doğru bir nehir akışı var."- S. F. Abasıyanık. Çıkma durumundaki kelimelerden sonra getirilerek bir işin başlangıcını gösterir: "Kar sabahtan beri yağmıştı."- S. F. Abasıyanık
beri
Konuşanın önündeki iki uzaklıktan kendisine daha yakın olanı
beri
Çıkma durumundaki kelimelerden sonra getirilerek bir işin başlangıcını gösterir
ötede beride
Çeşitli yerlerde, şurada burada