O zaten varmış olmalı.
- He should have arrived already.
Zaten Çince yazabiliyorum.
- I can already write in Chinese.
Halihazırda daha iyi hissediyorum.
- I already feel much better.
İstasyona vardığımda, tren çoktan gitmişti.
- Arriving at the station, I found the train had already left.
Tren çoktan hareket etti.
- The train has already left.
Bu hafta sonu için Tom'un önceden planları var.
- Tom already has plans for this weekend.
Önceden kitabı okudun?
- You've already read the book?
Annesi işten eve zaten dönmüştü ve hazırlanmış akşam yemeğini yedi.
- His mother was already home from work and had supper prepared.
Zaten işte olman gerekmiyor mu?
- Shouldn't you be at work already?
Daha önce öğle yemeği yedim.
- I have already eaten lunch.
Tom daha önce karar verdi.
- Tom has already made up his mind.
Ben zaten biletimi aldım.
- I've already bought my ticket.
Önceden biletinizi aldınız mı?
- Have you already bought your ticket?
O iki yaşında, ama şimdiden 100'e kadar sayabiliyor.
- She is two years old, but she can already count to 100.
Oğlum şimdiden yüze kadar sayabiliyor.
- My son can already count to one hundred.
Kaç yaşındasın? Ben halen 17 yaşındayım.
- How old are you? I'm already 17 years old.
Kuzenim halen dört yaşında.
- My cousin is already four years old.
Are you quitting already?.