beneficence; liberality

listen to the pronunciation of beneficence; liberality
English - Turkish

Definition of beneficence; liberality in English Turkish dictionary

benefit
{f} yararlanmak
benefit
{i} menfaat

Bu senin menfaatin için. - This is for your benefit.

benefit
{i} fayda

Bugünlerde doğanın faydalarını unutmaya meyilliyiz. - Nowadays we are apt to forget the benefits of nature.

Bu yasanın yoksullara faydası olacaktır. - This law will benefit the poor.

benefit
{i} yarar

O, benim erkek arkadaşım değil, sadece yararı olan platonik aşk. - He's not my boyfriend, it's just platonic love with benefits!

Bu malzemenin herkes için yararlı olduğunu düşünüyorum. - I think that this material is of benefit to everyone.

benefit
{i} çıkar
benefit
{f} yararı dokunmak
benefit
yararlı olmak
benefit
yardım (parası)
benefit
yararına olmak
benefit
(Ticaret) ek ödemeler
benefit
kâr

Bu planı gerçekleştirmek karşılıklı olarak yararımıza olacaktır. - It will be to our mutual benefit to carry out the plan.

benefit
işsizlik ve sağlık ödeneği
benefit
{f} -in yararına olmak, -e yararlı olmak, -e yararı dokunmak; from -den yararlanmak, -den faydalanmak, -den istifade etmek
benefit
{f} yarar sağla

Yurt dışında bir gezi size yarar sağlayacaktır. - You will benefit by a trip abroad.

Toplum yeni sanayiden yarar sağlayacaktır. - The community will benefit from the new industry.

benefit
{i} yardım toplama faaliyeti
benefit
(Mukavele) fayda, kar, yarar
benefit
menfaat için tertiplenen eğlence veya gösteri
benefit
benefit of clergy eskiden ruhban sınıfına tanınan dokunulmazlık imtiyazı
benefit
{f} faydası olmak
English - English
benefit
beneficence; liberality
Favorites