Biz belgenin onun erkek kardeşine ait olduğu gözüyle baktık.
- We regarded the document as belonging to her brother.
Fadıl park yerinde patronuna ait bir minibüs fark etti.
- In the parking lot, Fadil noticed a van belonging to his boss.
Ben her zaman bir spor arabaya sahip olmak istedim.
- I've always wanted to own a sports car.
Kendi çocuklarından birine sahip olmak yerine bir çocuk evlat edinmeye karar verdiler.
- They decided to adopt a child rather than having one of their own.
Onu kendi gözlerimle gördüm.
- I saw it with my own eyes.
Kendi yaşamını riske atarak çocuğu kurtardı.
- He saved the boy at the risk of his own life.
Hiç kimse kendisinin düşmanı değildir.
- Nobody is his own enemy.
Fadıl kendisinin karanlık yönünü keşfedecek.
- Fadil will discover a dark side of his own.
Brian eşyalarını geride bıraktı.
- Brian left his belongings behind.
Tom tüm eşyalarını bir araya toplandı.
- Tom gathered together all his belongings.
Bana bu kitapların kime ait olduğunu söyle.
- Tell me whom these books belong to!
Ona ait olmayan şeyi Cesar'dan almalıyız.
- We must take from Cesar what does not belong to him.
Japon Diş Hekimleri Birliği sorunu Japon Diş Hekimleri Birliğinden LDP ye ait olan Diyet üyelerine yapılan gizli bağışlarla ilgili bir olaydır.
- The Japanese Dentists Association affair is an incident concerning secret donations from the Japanese Dentists Association to Diet members belonging to the LDP.
Biz belgenin onun erkek kardeşine ait olduğu gözüyle baktık.
- We regarded the document as belonging to her brother.
Robotların, kendi kararlarını verebilmelerine olanak tanımak tehlikeli olabilir; çünkü sahiplerine karşı çıkabilirler.
- Allowing robots to take their own decisions can be dangerous, because they can turn against their owner.
Onların hepsi benim kişisel eşyalarım.
- They are all my personal belongings.
Tom tüm kişisel eşyalarını küçük bir valize koydu.
- Tom put all his belongings in a small suitcase.
A need for belonging seems fundamental to humans.