Select Keyboard:
Türkçe ▾
  1. Türkçe
  2. English
  3. العربية
  4. Dansk
  5. Deutsch
  6. Ελληνικά
  7. Español
  8. فارسی
  9. Français
  10. Italiano
  11. Kurdî
  12. Nederlands
  13. Polski
  14. Português Brasileiro
  15. Português
  16. Русский
  17. Suomi
  18. Svenska
  19. 中文注音符号
  20. 中文仓颉输入法
X
"1234567890*-Bksp
Tabqwertyuıopğü,
CapsasdfghjklşiEnter
Shift<zxcvbnmöç.Shift
AltGr

being of or in a place, relating to a place

listen to the pronunciation of being of or in a place, relating to a place
English - Turkish

Definition of being of or in a place, relating to a place in English Turkish dictionary

local
lokal

Sana lokal anastezi uygulayacağım. - I'll give you a local anesthetic.

Sana lokal anestezi ilacı verdik. - I've given you a local anesthetic.

local
{s} yerel

Didocanın yerel adı cezyas mec'dir. - The local name of Tsez is cezyas mec.

Nepalce'nin yerel adı नेपाली'dir. - The local name of Nepali is नेपाली.

local
{i} sakin

O, yöre sakini bir çocukla evlendi. - She married a local boy.

Yerel sakinler şok içinde. - Local residents are in a state of shock.

local
bar

Her hafta sonu Tom arkadaşlarıyla bir yerel barda bira içer. - Tom drinks beer with his buddies at the local bar every weekend.

Tom her cuma gecesi yerel bir barda şarkı söyler ve gitar çalar. - Tom sings and plays guitar at a local bar every Friday night.

local
ayla
local
lokal tren
local
(Bilgisayar) ve yerel
local
(İİ) semt birahanesi
local
{s} (Tıp) lokal. i., k.dili
local
{s} şehir içi
local
{s} İng. bar
local
mevkii
local
{s} ekspres olmayan
local
her istasyonda duran tren
local
{s} yerel, yöresel, mahalli
local
local authority mahallin en yüksek sivil makamı
local
{s} dar, sınırlı
local
mahalli idare
local
gazetede mahalli haber
English - English
{a} local
being of or in a place, relating to a place
Favorites