befit

listen to the pronunciation of befit
English - Turkish
{f} yakışmak
uygun olmak
yakış

Alçak gönüllülük genç bir kıza yakışıyor. - Modesty is befitting to a young girl.

Öfkeli olmak bir filozofa yakışmaz. - Anger does not befit a philosopher.

münasip olmak
befittinguygun
{f} yaraşmak
yakışmak (elbise vb)
{f} uygun düşmek
befit one's dignity
şanına yakışmak
befitting
yakışarak
befitting
uygun
befitting
{f} yakış

Alçak gönüllülük genç bir kıza yakışıyor. - Modesty is befitting to a young girl.

befitted
yakışır
befitting
{s} yakışık alır
befitting
{s} yakışan
befitting
doğru/uygun
befitting
{s} yerinde
befitting
{s} yakışır
befit
Favorites