bebekler

listen to the pronunciation of bebekler
Turkish - English
babies

Babies crawl before they walk. - Bebekler yürümeden önce emeklerler.

Babies cry when they are hungry. - Bebekler aç olduklarında ağlarlar.

ınfants
bebek
baby

The baby cried all night. - Bebek tüm gece ağladı.

The baby is asleep. Don't make a noise. - Bebek uyuyor. Gürültü yapmayın.

bebek
baby, infant; doll, dolly; girl, woman, baby, babe
bebek
infantile
bebek
infant

She was adopted as an infant. - O bir bebekken evlat edinilmiştir.

An infant is not capable of speaking, so it just screams until it gets what it wants. - Bir bebek konuşma yeteneğine sahip değildir, bu yüzden istediğini alana kadar sadece bağırır.

bebek
neonate
bebek
bambino
bebek
cookie

Cookie was raised by Kate. - Bebek Kate tarafından yetiştirildi.

oyuncak bebekler
dolls
bebek
babe; doll; cookie
bebek
babunbaby
bebek
cooky
bebek
ınfant
bebek
{i} doll

My brother gave me a cute baby doll. - Erkek kardeşim bana sevimli bir oyuncak bebek verdi.

My brother gave me a cute doll. - Erkek kardeşim bana sevimli bir oyuncak bebek verdi.

bebek
suckling

The babies are suckling. - Bebekler süt emerler.

bebek
{i} babe

As innocent as a babe unborn. - Doğmamış bir bebek kadar masum.

When I last saw Tom he was just a babe in arms. - Tom'u son gördüğümde daha el kadar bebekti.

bebek
dolly
bebek
bantling
Turkish - Turkish
(Osmanlı Dönemi) BENÂT
bebek
Sevgi seslenişi olarak kullanılan bir söz
bebek
Meme veya kucak çocuğu
bebek
Plastik, tahta, bez vb.nden yapılan insan biçiminde oyuncak: "Yarın seni bonmarşeye götüreceğim, beğendiğin bebeği alacağım."- H. E. Adıvar
bebek
Göz bebeği: "Uzun kirpikli gözleri sık sık açılıp kapanıyor, bebekleri daima hareket ediyordu."- P. Safa
bebek
Göz bebeği
bebek
Plastik, tahta, bez vb.nden yapılan insan biçiminde oyuncak
bebek
Anadolu'da ilkel bir kukla oyunu
bebekler
Favorites