Tom şimdi tamamen şaşkın.
- Tom is now totally confused.
Tom çok şaşkın görünüyor.
- Tom looks very confused.
Tom biraz kafası karışmış görünüyor.
- Tom seems a little confused.
Sanırım Tom'un kafası karışmış.
- I think Tom is confused.
Tom'un sadece kafası karışık.
- Tom is just confused.
Umutsuzum ve kafam karışık.
- I'm desperate and confused.
Kafası karışmak kolaydır.
- It's easy to get confused.
Tom kafası karışmış görünüyor.
- Tom appears confused.
Kafaları karışmış gezginler yanlış şehre doğru yöneldiklerini fark ettiler.
- The confused travelers realized they were headed toward the wrong town.
Beni biriyle karıştırmış olmalısınız.
- You must have me confused with someone else.
Sanırım beni başka biriyle karıştırdın.
- I think you've got me confused with somebody else.
Tom kaybolmuş ve şaşırmış gibi görünüyor.
- Tom looks lost and confused.
Tom ve Mary şaşırmış görünüyorlar.
- Tom and Mary look confused.
Zhang allak bullak görünüyor.
- Zhang looks confusedly.
... But no one should be confused as to the future. ...
... and confused at times. ...