Turkish - English
Definition of bayraklar in Turkish English dictionary
- {i} bunting
- flags
They waved flags to welcome the princess.
-Prensesi karşılamak için bayraklar salladılar.
Japanese flags were flying.
-Japon bayrakları dalgalanıyordu.
- bayrak
- flag
We put up the flags on national holidays.
-Ulusal bayramlarda bayrakları havaya kaldırmalıyız.
We waved flags to welcome members of our baseball team.
-Biz beyzbol takımı üyelerini karşılamak için bayrakları salladık.
- bayrak
- standard
- bayrak
- banner
The street is decorated with banners.
-Sokak bayraklarla süslenmiş.
- bayrak
- oriflamme
- bayrak
- pennon
- bayrak
- starboard
- bayrak
- gusset plate
- bayrak
- (Bilgisayar) flag to
- bayrak
- ensign
- bayrak
- (Bilgisayar) flagged to
- bayrak
- colors
- bayrak
- pennant
The Yankees are running away with the pennant race.
-Bayrak yarışında Yankiler fark atıyorlar.
- bayrak
- colours
The Indian flag is called the tricolour because it has stripes of three colours – saffron, white and green.
-Hint bayrağına üç renkli bayrak denir, çünkü safran, beyaz ve yeşil, üç renkli çizgileri var.
- bayrak
- flag, standard, colours, ensign
- bayrak
- vexillum
- bilinmeyen bayraklar
- (Bilgisayar) unknown flags
- bilinmeyen bayraklar alındı
- (Bilgisayar) unknown flags received
Related Terms
Turkish - Turkish
Definition of bayraklar in Turkish Turkish dictionary
- (Osmanlı Dönemi) A'LAM
- BAYRAK
- (Osmanlı Dönemi) Devletin belirli alâmetlerini hâvi ve belirli renklerde kare veya dikdörtgen şeklinde yapılmış olan bez. Sancak, alem
- Bayrak
- alem
- Bayrak
- rayet
- Bayrak
- (Osmanlı Dönemi) MENŞUR
- bayrak
- Simge, sembol: "Kız, Sinekli Bakkal'ın erkek dünyasına meydan okuyan bir bayrak gibiydi."- H. E. Adıvar
- bayrak
- Baklagil çiçeklerinde diğerlerinden daha üstte bulunan, daha büyük olan ve çoğunlukla başka bir renkte ve yuvarlakça olan taç yaprağı
- bayrak
- çekme ağlarında ağız açıklığını sağlamak amacıyla torba ağın önüne yerleştirilen konik biçimli, mantar ve kurşun yakada ayrı ayrı bulunmakta olup elle örülerek veya hazır ağlardan kesilerek çıkartılan ağ parçası
- bayrak
- Simge, sembol
- bayrak
- Öncü
- bayrak
- Bir milletin, belli bir topluluğun veya bir kuruluşun simgesi olarak kullanılan, renk ve biçimle özelleştirilmiş, genellikle dik dörtgen biçiminde kumaş: "Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır / Toprak, eğer uğrunda ölen varsa vatandır."- M. C. Kuntay. Öncü: "Yeni bir sanat kuşağının bayrağıydı o."- Y. Z. Ortaç
- bayrak
- Gerektiğinde indirilip kaldırılan, açılıp kapatılan kol: "Yoldan, bayrağı açık bir taksi çevirdiler."- M. Yesarî
- bayrak
- Gerektiğinde indirilip kaldırılan, açılıp kapatılan kol