The banking industry lobbied for deregulation.
- Bankacılık sektörü deregülasyon için lobi yaptı.
A banking scandal is sweeping across Capitol Hill.
- Bir bankacılık skandalı Capitol Hill'i baştan başa süpürüyor.
This is a post office and that is a bank.
- Bu bir postane, şu ise bir bankadır.
The bank lent her 500 dollars.
- Banka ona 500 dolar ödünç verdi.
May we know your bank account?
- Banka hesabını bilmemizde bir sakınca var mı?
I'll open a bank account.
- Banka hesabı açacağım.
Tom has a bank account in the Cayman Islands.
- Tom'un Cayman Adaları bir banka hesabı var.
May we know your bank account?
- Banka hesabını bilmemizde bir sakınca var mı?
He gets a reasonable salary as a bank clerk.
- Bir banka memuru olarak makul bir maaş alır.
She was formerly a bank clerk.
- O eskiden bir banka memuruydu.
Are you the bank manager?
- Siz banka müdürü müsünüz?
The bank manager distrusted one of the cashiers.
- Banka müdürü, kasiyerlerden birine güvenmedi.
A bank robbery took place here three days ago.
- Üç gün önce burada bir banka soygunu gerçekleşti.
Tom didn't have anything to do with the bank robbery.
- Tom'un banka soygunu ile bir ilgisi yoktu.