Turkish - English
Definition of balkon in Turkish English dictionary
- balcony
The boss strolled around the balcony above the office, observing the workers.
-Patron, yazıhanenin üzerindeki balkonda işçileri gözleyerek gezindi.
I watched the birds on the balcony while drinking my coffee.
-Kahvemi içerken balkondaki kuşları izledim.
- jetty
- bosom
- gallery
- gazebo
- piazza
- terrace
- porch; gazebo
- balcony; (tiyatro vb'de) circle, balcony; boob, tit, titty
- veranda
- balkon duvarı
- parapet
- balkon döşemesi
- (İnşaat) balcony slab
- balkon dışı çıkışı
- (İnşaat) balcony exterior exit
- balkon kapısı
- French doors
- balkon kapısı
- French windows
- balkon kapısı
- balcony door
- balkon korkuluğu
- (İnşaat) balcony parapet
- birinci balkon
- dress circle
- girintili balkon
- (İnşaat) recessed balcony
- manzaralı balkon
- gazebo
- ucuz balkon
- gallery
- üst balkon
- gallery
- üstü kapalı balkon
- piazza
Related Terms
Turkish - Turkish
Definition of balkon in Turkish Turkish dictionary
- Bir yapının genellikle üst katlarında dışarıya doğru çıkmış, çevresi duvar veya parmaklıkla çevrili bölümü: "Geçen gün bahçeye balkondan atlamak suretiyle inmiş."- M. Ş. Esendal
- Tiyatro, sinema vb. büyük salonlarda asma kat
- Bir yapının genellikle dışarıya doğru çıkmış, çevresi duvar veya parmaklıkla çevrili bölümü
- Tiyatro ve sinema gibi büyük salonlarda asma kat
- Bir yapının genellikle üst katlarında dışarıya doğru çıkmış, çevresi duvar veya parmaklıkla çevrili bölümü
- sala
- hayat
- gömme balkon
- Dış yüzeyden dışarı taşmayan, evin kullanım alanı içinde kalarak yapılmış balkon
Related Terms
balkon
Hyphenation
bal·konPronunciation
Resimler
History
Favorites