Tom onun kız arkadaşının onun için pişirdiği pastayı yemediğini itiraf etti.
- Tom admitted that he didn't eat the cake that his girlfriend had baked for him.
Benim şimdiye kadar yediğim en iyi kurabiyeler annenin benim için pişirmiş olduklarıdır.
- The best cookies I've ever eaten are the ones that your mother baked for me.
With flour, milk and an egg, one can bake a cake.
- Aus Mehl, Milch und einem Ei kann man einen Kuchen backen.
We bake traditional bread.
- Wir backen traditionelles Brot.