bağışlanmak

listen to the pronunciation of bağışlanmak
Turkish - English
to be donated (to); to be granted (to)
to be spared
to be pardoned; to be forgiven
Christianity to be absolved
spare
bağışla
donate

He anonymously donated a large sum of money to the Red Cross. - O, kızılhaç'a isimsiz olarak büyük bir miktarda para bağışladı.

Tom twisted Mary's arm and she agreed to donate some money to our charity. - Tom Mary'nin kolunu büktü ve o hayır kurumumuza biraz para bağışlamayı kabul etti.

bağışla
condone
bağışla
{f} granting
bağışla
{f} pardon

Tom was pardoned by the governor. - Tom vali tarafından bağışlandı.

Pardon the interruption. - Kesintiyi bağışlayın.

bağışlanma
forgiveness

Tom begged Mary for forgiveness. - Tom bağışlanma için Mary'ye yalvardı.

bağışlanma
pardon, being pardoned; being forgiven
bağışlanma
donation, being donated; grant, being granted
bağışlanma
forgive

Tom won't likely be forgiven for doing that. - Tom muhtemelen bunu yaptığı için bağışlanmayacak.

Tom begged Mary for forgiveness. - Tom bağışlanma için Mary'ye yalvardı.

bağışlanmak
Favorites