büyük anne

listen to the pronunciation of büyük anne
Turkish - English
grandmother

My grandmother is in sound health and lives alone. - Büyük annem sağlıklı ve yalnız yaşıyor.

Young as she was, she devotedly attended on her sick grandmother. - O, genç olduğu için, hasta büyük annesine özveriyle hizmet etti.

grandma

Grandma sprinkled flour on the rolling pin so the dough wouldn't stick to it. - Büyük anne hamur ona yapışmasın diye oklavanın üstüne un serpti.

We're worried about Grandma and Grandpa. - Büyük annem ve büyük babam için kaygılanıyoruz.

grand parents
grand mother
büyükanne
granny

Granny is exercising. - Büyükanne egzersiz yapıyor.

Do you remember the first name of your grandmother? - No, I just always called her granny. - Büyükannenin ilk adını hatırlıyor musun? - Hayır, ona her zaman sadece nine derdim.

büyükanne
grandma

My grandma just drank a bit of soup. - Büyükannem sadece biraz çorba içti.

My grandma texts faster than you. - Büyükannem senden daha hızlı mesaj yazıyor.

büyükanne
gran

Tom and his grandmother went to the bookstore. - Tom ve büyükannesi kitapçıya gitti.

My grandmother gave me more than I wanted. - Büyükannem bana istediğimden daha fazlasını verdi.

büyükanne
progenitress
büyükanne
grannie
büyükanne
grandam
büyükanne
grandmother, grandma, granny, grannie, gran
büyükanne
grandmamma
büyükanne
grandmother

It's been a long time since I visited my grandmother. - Büyükannemi ziyaret edeli uzun zaman oldu.

My grandmother gave me more than I wanted. - Büyükannem bana istediğimden daha fazlasını verdi.

Turkish - Turkish