Turkish - English
Definition of bürolar in Turkish English dictionary
- bureaux
- offices
- büro
- (Hukuk) office
Having finished my work, I left the office.
-İşimi bitirdikten sonra bürodan ayrıldım.
Your success depends a lot on how your manager and other people in the office perceive you.
-Sizin başarınız daha çok sizin yöneticinizin ve bürodaki diğer insanların sizi nasıl algıladığına bağlıdır.
- büro
- {i} bureau
The bureau drawer has several compartments.
-Büro çekmecesinin birçok bölümü var.
The bureaucrats maintain solid ties with the gigantic corporations.
-Bürokratlar dev şirketler ile sağlam bağları sürdürürler.
- büro
- (Ticaret) agency
Tom works for a translation agency.
-Tom bir çeviri bürosu için çalışıyor.
- tıbbi bürolar
- medical offices
- büro
- chamber
- büro
- clerical
- büro
- 1.office
- büro
- desk
My notebook is in the desk.
-Benim dizüstü bilgisayar bürodadır.
- büro
- agency; bureau
- büro
- office, bureau, agency
Related Terms
Turkish - Turkish
Definition of bürolar in Turkish Turkish dictionary
- büro
- Yazı masası
- büro
- Bölüm, şube
- büro
- Danışma ve yazı işlerinin yürütüldüğü iş yeri
- büro
- Danışma ve yazı işlerinin yürütüldüğü iş yeri: "Amerikan usulü hususi bir dedektif bürosu açmış."- R. H. Karay
- büro
- Çalışma odası, yazıhane