Bana yardım etmek için hiç kimse gelmedi.
- Nadie vino a ayudarme.
Bana yardım etmek için kimse gelmedi.
- Nadie vino a ayudarme.
Tom ve Mary ev ödevlerinde birbirlerine yardımcı oldu.
- Tom y Mary se ayudaron mutuamente con los deberes.
Tom Mary'ye yardımcı olur, ama o ona yardım etmez.
- Tom ayuda a Mary pero ella no lo ayuda a él.
I don't feel like helping you.
- No tengo ganas de ayudarte.
John talked his friends into helping the poor family.
- John convenció a sus amigos a ayudar a la familia pobre.