That was very enlightening.
 - O çok aydınlatıcıydı.
When I heard my teacher's illuminating explanation, it was as though I suddenly saw the light.
 - Ben öğretmenimin aydınlatıcı açıklamasını duyduğumda aniden ışık gördüm gibi oldu.
Their comments were illuminating.
 - Onların yorumları aydınlatıcıydı.
The trip was very informative.
 - Bu gezi çok aydınlatıcı.