Turkish - English
Definition of avlanma in Turkish English dictionary
- hunting
He went hunting in the woods.
-O, ormanda avlanmaya gitti.
I should've gone hunting.
-Avlanmaya gitmeliydim.
- preying
- netting
- fishing gear
- hunt
This park used to be a hunting ground for a noble family.
-Bu park asil bir aile için bir avlanma yeriydi.
Hunting is prohibited in this area.
-Avlanmak bu alanda yasaklanmıştır.
- {i} quarrying
- beagling
- avlanmak
- {f} hunt
This is a good place for hunting.
-Burası avlanmak için güzel bir yer.
The heron had to hunt for food every day.
-Balıkçıl her gün yemek için avlanmak zorundadır.
- avlanma bölgesi
- chase
- avlanma izni
- game license
- avlanma yasağı dönemi
- shutoff
- avlanma yasağı dönemi
- close time
- avlanma yasağı dönemi
- close season
- avlanmak
- chevy
- avlanmak
- hunted
- avlanmak
- caught
- avlanmak
- chivvy
- izinsiz avlanma
- poaching
- avla
- {f} netting
- avla
- cull
- avla
- {f} hunt
This park used to be a hunting ground for a noble family.
-Bu park asil bir aile için bir avlanma yeriydi.
He is hunted by the police.
-O, polis tarafından avlandı.
- avlanmak
- be hunted
- avlanmak
- hawk
- avlanmak
- go out hunting
- avlanmak
- to be hunted; to be caught; to go hunting
- avlanmak
- shoot
- doğanla avlanma
- falconry
- gizlenerek avlanma
- still hunt
- pusuya yatarak avlanma
- still hunt
- yasak avlanma
- illegal hunting
- şahinle avlanma
- falconry
Related Terms
Turkish - Turkish
Definition of avlanma in Turkish Turkish dictionary
- Avlanmak işi
- avla
- Bahçelerin , tarlaların etrafına çekilen korunak
- avla
- Bahçe duvarı
- avla
- Bahçe çiti
- avlanmak
- Avlama işine konu olmak
- avlanmak
- Ava gitmek, ava çıkmak, av için dolaşmak
Related Terms
avlanma
Hyphenation
av·lan·maResimler
History
Favorites