aussagekräftig

listen to the pronunciation of aussagekräftig
German - Turkish
detaylı
English - Turkish

Definition of aussagekräftig in English Turkish dictionary

meaningful
{s} anlamlı

O, kadınları anlamlı bir meşgale olmaktan daha ziyade tek kullanımlık zevk olarak görüyor. - He regards women as disposable pleasures rather than as meaningful pursuits.

O, bana anlamlı bir şekilde baktı. - She gave me a meaningful look.

meaningful
(sıfat) anlamlı
conclusive
anlaşılmış
conclusive
(Ticaret) kesinleşmiş
conclusive
kesin

Kanıtlar oldukça kesin. - The evidence is fairly conclusive.

conclusive
şüpheleri ortadan kaldıran
conclusive
{s} son, nihai
conclusive
{s} son
conclusive
{s} kati
conclusive
{s} inandırıcı
meaningful
{s} anlamlı, manalı