attitude of readiness; warning; alarm

listen to the pronunciation of attitude of readiness; warning; alarm
English - Turkish

Definition of attitude of readiness; warning; alarm in English Turkish dictionary

alert
{s} uyanık, tetikte olan
alert
ikaz etmek
alert
kulağı delik
alert
uyarmak
alert
dikkatli

Oğlum okulda daha dikkatli olmalı. - My son needs to be more alert at school.

Benim daha dikkatli olmam gerekiyor. - I need to be more alert.

alert
uyanık

Olası tehlikelere karşı uyanık olmalısın. - You should be alert to the possible dangers.

Ben bir fincan kahve içtikten sonra daha uyanık hissediyorum. - I feel more alert after drinking a cup of coffee.

alert
alarm işareti
alert
heyecan sinyali
alert
tehlikeye karşı uyarı
alert
{i} uyarı

Tsunami uyarısı iptal edildi. - The tsunami alert was cancelled.

alert
be on the alert gözünü açmak
alert
{f} gözünü açmak
alert
tetikte/uyanık
alert
{f} alârma geçirmek
alert
hazır olmak
alert
tehlike uyarı
alert
zeyrek
English - English
{i} alert
attitude of readiness; warning; alarm
Favorites