at the end or conclusion; ultimately; lastly

listen to the pronunciation of at the end or conclusion; ultimately; lastly
English - Turkish

Definition of at the end or conclusion; ultimately; lastly in English Turkish dictionary

finally
nihayet

Büyük anlaşmazlıklara karşı zorlu bir mücadeleden sonra, onlar nihayet şirketi tekrar kendi ayakları üzerinde durdurdular. - After an uphill struggle against great odds they finally got the company on its feet again.

Bu giysiler nihayet kuru. - These clothes are finally dry.

finally
en sonunda

Tom ve Mary en sonunda yalnız kalmışlardı. - Tom and Mary were finally alone.

En sonunda kafa karıştıran labirentten dışarı çıkabildim. - I finally found my way out of the confusing maze.

finally
tamamen

Tom ve Mary nihayet tamamen yalnızdı. - Tom and Mary were finally completely alone.

finally
bir de

Bir bebek olarak dört ayak üzerinde emekler, sonra iki bacak üstünde yürümeyi öğrenir, sonunda yaşlılıkta bir değneye ihtiyacı olur. - It crawls on all fours as a baby, then learns to walk on two legs, and finally needs a cane in old age.

Tom sonunda Mary'den bir ders kitabı aldı. - Tom finally got a text from Mary.

finally
velhasıl
at the end
sonunda

Ken, temmuz ayının sonunda Amerika Birleşik Devletleri'ne gidiyor. - Ken is going to the United States at the end of July.

Eczane yolun sonunda. - The drugstore is at the end of this road.

finally
kesin olarak
finally
sonunda

Sonunda onu polise teslim etmeye karar verdik. - We finally decided to give him over to the police.

Sonunda,gerçeği öğrendik. - Finally we have learned the truth.

at the end
(isim)hayet
at the end
nihayet
finally
sözün kısası
finally
son olarak

Son olarak, delegeler oy kullandı. - Finally, the delegates voted.

Son olarak, birisi konuştu. - Finally, someone spoke.

English - English
finally